Ülkemiz Türkiye, bir deprem ülkesi. Her gün küçük ve orta büyüklükte onlarca deprem gerçekleşiyor ve birkaç senede bir yıkıcı depremlere maruz kalıyoruz. Bu depremlerde, göğüs germesi zor can kayıpları ve yüksek maddi kayıplarla karşılaşıyoruz.
Deprem hayatımızın bir gerçeği. Özellikle Marmara Bölgesi’nde yaşayanlar için 1999’dan beri aynı zamanda büyük bir travma. Aradan geçen 23 yılda, birçok hazırlık yapılsa da, deprem hazırlığımız maalesef hala yeterli değil. Bu yüzden, hala depremin büyüklüğü ve zamanı ile ilgileniyor, deprem tahmincilerine itimat ediyoruz.
Oysa deprem gerçeği ile yüzleşmenin yolu, istisnasız hepsi umut taciri olan, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan sözde tahmincileri dinleyip rahatlamak değil, ne olursa olsun bilimin söylediklerini kabul edip, acı reçeteyi zor da olsa uygulamaya çalışmak.
Gerçek bilim insanları, bizi gelecek deprem tehlikesine karşı uyarıyor. Bu siteyi açmaktaki amacım, bu uyarıları aktarmak ve İstanbul Depremi konusunda okuyucularımı bilgilendirmek.
Çocukluğumdan beri yer bilimlerine ilgi duyan bir insan olarak, yaşadığım ülkedeki herkesin bu konu hakkında gerçek ve bilimsel bilgi edinmesini amaçlayarak bu siteye yazacağım. Yeri geldiğinde yer bilimcilerin sözlerini olduğu gibi aktarırken, yeri geldiğinde de son depremler hakkındaki yerli ve yabancı (çevirerek) makaleleri paylaşacağım.
Kısaca, bu sitenin amacı, yaklaşan İstanbul ve Marmara Depremi halkında okuyucularımı bilgilendirmek ve deprem bilinci oluşmasına yardımcı olarak, ülkemin depreme karşı daha hazırlıklı olmasına katkı sağlamaktır.
Felaket başa gelmeden evvel önleyici tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur.
Mustafa Kemal Atatürk, 1920