1. Anasayfa
  2. Tarihsel Depremler

İstanbul Deprem Tarihi | İstanbul’da Olan Depremler ve Tarihleri

İstanbul Deprem Tarihi | İstanbul’da Olan Depremler ve Tarihleri
istanbul tarihi depremleri
1

İstanbul deprem tarihi, yaklaşan İstanbul depremi için günümüze ışık tutması açısından çok önemli. İlk kurulduğu günden beri depremlerle sarsılan, sayısız yıkım yaşayan İstanbul, bir yenisine daha hazırlanırken, İstanbul tarihi depremleri konusunda bir liste hazırladım.

Başlıklar

Marmara Deprem Tarihi​

Marmara deprem tarihi, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’u da etkileyen birçok Marmara depremini içerir.

553 İstanbul Depremi​

İzmit bölgesinde gerçekleşen, İstanbul’a da büyük hasar veren bir Doğu Marmara Depremi.

14 Aralık 557 Depremi​

O zamanki adı Rhegium olan Küçükçekmece açıklarında gerçekleştiği tahmin edilen ve bütün İstanbul’u etkileyen şiddetli bir depremdir. Birçok kaynakta Ayasofya’nın kubbesinin çöktüğü iddia edilir ancak bu depreme ve artçı şoklarına dayandı. Ayasofya’nın kubbesi, depremin meydana getirdiği hasar nedeniyle altı ay sonra, 14 Mayıs 558’de çöktü.

26 Ekim 740 Depremi​

Marmara Denizi’nin doğusunda gerçekleşen bu deprem, İstanbul ve İznik yöresinde etkili oldu. Birçok kilise, manastır ve devlet binası yıkıldı. Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği bu depremde, Trakya fazla etkilenmedi.

976 Depremi​

İzmit bölgesi depremlerinden, öncekiler gibi İstanbul’da çok ciddi can ve mal kaybına yol açtı. 557 ve 976 depremleri, aynı fay üzerinde gerçekleşti.

26 Ekim 989 Depremi​

İstanbul ve Doğu Marmara’yı etkiledi ve büyük can kaybına neden oldu. Bu deprem, deniz surlarını da yıktı ve kabaran sular (tsunami) hem Avrupa hem de Anadolu yakasında karanın içlerine kadar ilerledi.

1 Haziran 1296 Depremi​

İstanbul deprem tarihi kapsamındaki en şiddetli depremlerden biridir. Tanık ifadelerine göre o kadar şiddetlidir ki, daha önce böyle bir afet hiçbir yerde yaşanmamıştır. Şehrin surlarının tamamına yakını yıkıldı ve çok sayıda insan bu depremde hayatını kaybetti. Ayasofya, depremde herhangi bir zarar görmedi.

23 Nisan 1490 Depremi​

İzmit civarında gerçekleşen bu deprem, tıpkı 553 ve 976 depremleri gibi 1999 depreminin gerçekleştiği fay üzerinde gerçekleşti. Çok sayıda can kaybı ve yıkıma neden oldu.

10 Eylül 1509 Büyük İstanbul Depremi​

İstanbul’un Fethi’nden sonra Marmara Bölgesi ve hatta Ortadoğu ile Balkanlar’da gerçekleşen en büyük deprem olarak kaydedildi. Kırım ve Kahire’den dahi hissedildiği rivayet edilir. Çok büyük can ve mal kaybına neden oldu. İstanbul’da, 5000 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

1529 yılına ait bu tahta baskı, İstanbul’daki 1509 depreminde Fatih Camii’nin nasıl zarar gördüğünü ve minaresinin yıkıldığını ortaya koyuyor.​

1509 depremine dair, birçok yer bilimci farklı görüşlere sahip. Bunların arasında en yaygın olanı, İzmit Körfezi ile Silivri arasında gerçekleşmiş olabileceği şeklinde.

12 Haziran 1542 İstanbul Depremi​

Ünlü yerbilimci Nicolas Ambraseys‘e göre, 1509 depreminin Avrupalı tarihçiler tarafından mükerrer olarak kaydedilmesi ve 13 Haziran 1542‘de İtalya’nın Tuscia bölgesinde gerçekleşen depremin yerinin yanlışlıkla Turcia şeklinde kayda geçirilmesiyle İstanbul’da gerçekleştiği sanılan deprem.

25 Mayıs 1719 Depremi​

İzmit’te gerçekleşen bu deprem, Dr. Ramazan Demirtaş’ın gerçekleştirdiği saha çalışmalarına göre, 1999 Gölcük depreminin ikizidir. İzmit yöresinde çok ağır hasara ve can kaybına neden oldu. İstanbul’da da yıkıma ve ölümlere neden oldu. Tarihsel olarak, 1490 İzmit depreminin tekrarıdır. Başka bir deyişle, aynı fay üzerinde 1490, 1719 ve 1999 yılında üç deprem olmuştur.

2 Eylül 1754 İstanbul Depremi​

Marmara Denizi açıklarında veya Doğu Marmara’da gerçekleştiği tahmin edilen, öncesinde çok sayıda öncü deprem olduğu kayda geçirilmiş deprem. İzmit bölgesinde de ciddi hasara ve can kaybına neden oldu.

1755 yılında Basel’de yayınlanmış bir ahşap baskıda anlatılan 1754 depremi.​

22 Mayıs 1766 Depremi​

1766 yılında yaşanan depremlerin ilki, 1766 İstanbul depremidir. Marmara Denizi’nin orta kesiminde meydana geldiği tahmin edilmektedir. İstanbul’da, kamu binalarının büyük çoğunluğu ve evlerin neredeyse tamamı hasar gördü veya tamamen çöktü. Fatih Camii tamamen yıkıldı ve ancak 1771’de yeniden inşa edilmiş hali ibadete açılabildi.

Ayasofya, depremi yine çok az hasarla atlattı. Süleymaniye, Şehzadebaşı, Valide ve daha yeni tamamlanmış Nuruosmaniye camileri çok az hasar gördü veya hasarsız atlatabildi. Topkapı Sarayı da ciddi hasar gördü ve Sultan günlerce avluda kurulan çadırında uyumak zorunda kaldı.

5 Ağustos 1766 Depremi​

Bu yılın ikinci büyük depremi, tahminen Batı Marmara’da gerçekleşti ve yine büyük yıkıma neden oldu. Hasar, Tekirdağ ile Mürefte arasında yoğunlaştı. Ganos bölgesi de yer yer yıkımdan payını aldı. Gerek Mayıs, gerekse Ağustos depremlerinin 7’den büyük olduğu tahmin edilmektedir.

Yer bilimciler bu depremi ve gerçekleştiği fayı 1912 Şarköy – Mürefte depremi ile ilişkilendirmektedir. Naci Görür’e göre, beklenen büyük İstanbul depremi bu fay üzerinde gerçekleşebilir ve 7,3 büyüklüğüne kadar ulaşabilir.

10 Temmuz 1894 Depremi​

Marmara Denizi’nin doğusunda meydana gelen bu deprem, 1894 Adalar Depremi olarak da bilinmektedir. İstanbul deprem tarihi içinde ayrı bir yere sahiptir. Aynı zamanda Yalova ve Karamürsel gibi güney kıyılarını da etkiledi. Nicolas Ambraseys’in aktardığına göre, deprem Kartal açıklarında denizin altından geçen telgraf kablosunu koparttı. Bu da, depremde kırılan fayın yeri hakkında fikir vermektedir.

1894 İstanbul Depremi, Kapalıçarşı’da büyük hasara neden oldu.​

Kapalıçarşı büyük oranda çöktü. Ayasofya hasar görmezken Fatih Camii her depremde olduğu gibi yine hasar gördü. Şehir surlarında ciddi hasar meydana geldi. Hasar, özellikle suriçi bölgesinde yoğunlaştı.

Bu depremler, aynı zamanda Türkiye deprem tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır çünkü daha önce de belirttiğim gibi, imparatorluğun başkentini derinden etkilemiş, kimi zaman padişahın ailesinden insanların ölmesine bile neden olmuştur.

Aletsel Dönemde İstanbul’u Etkileyen Depremler​

20. yüzyılda aletsel dönemin başlamasıyla birlikte, depremlerin büyüklüğü ölçülmeye başlandı. Bu gelişme sayesinde sismoloji bilimi çok ilerledi. Bu dönemde İstanbul’da yaşanan deprem tarihleri aşağıdaki gibidir:

18 Eylül 1963 Adalar Depremi​

6,4 büyüklüğünde gerçekleşen 1963 depremi, İstanbul’da (ve o zamanlar ilçesi olan Yalova’da) büyük paniğe yol açtı. Adalar / Yalova merkezli olduğu düşünülen depremde, İstanbul’da 1 kişi başına kiremit düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bazı yapılar hasar gördü ancak yıkılmadı.

24 Nisan 1988 Marmara Depremi​

Silivri açıklarında meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki bu deprem, başta Tekirdağ olmak üzere İstanbul’da da hissedildi. Bazı evlerin camları kırıldı ve büyük korkuya yol açtı. Akşam saatlerinde meydana gelen depremin, çok sayıda küçük artçısı da kaydedildi.

26 Eylül 2019 Silivri Depremi​

Silivri açıklarında 22 Eylül’de başlayan deprem fırtınasının zirve noktası 5,8 ile Silivri açıklarında gerçekleşti. 24 Eylül’deki 4,7’lik şoktan sonra hızlanan deprem fırtınası, 5,8’lik depremden sonra da bir süre devam etti.

İstanbul deprem tarihi açısından çok önemli olan bu deprem sonucunda, 1 kişi kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Başta Avcılar ve Silivri olmak üzere birçok ilçede yüzlerce bina ağır hasar gördü. 11 Ocak 2020’de 4,9 büyüklüğünde bir artçı deprem daha meydana geldi.

26 Eylül 2019 Silivri Depremi’nde, Avcılar’daki Hacı Ahmet Tükenmez Camii’nin minarelerinden birinin üst kısmı yıkıldı.​

Tarih boyunca kimi zaman erken, kimi zaman geç olmuş ama mutlaka olmuş bir depremi beklerken, kendimizi olasılık hesaplarına, “ya olmazsa” kolaycılığına teslim edersek, en son İzmir’de yaşadığımız acı manzaraları yaşamamız işten bile değildir. Kendimiz ölebiliriz veya akrabalarımızın cansız bedenlerini çıkarabilmek için günlerce enkaz başında bekleyebiliriz. Bu acı sondan korunmanın en iyi yolu, depremin ne zaman, hangi fayda ve kaç büyüklüğünde olacağı ile uğraşmayı bırakmak, güvenilir yapılarda yaşamak için çabalamaktır.

Umarım yazımı faydalı ve bilgilendirici bulmuşsunuzdur. Beğendiyseniz, teşekkür olarak sizden yazımı paylaşmanızı ve daha çok kişiye ulaşmasında yardımcı olmanızı rica ediyorum.

Çocukluğundan beri yer bilimleri ile ilgilenen biri olarak, yaşadığımız coğrafyanın gelecekte karşılaşabileceği en büyük risklerden biri olan İstanbul (Marmara) Depremi hakkında insanları aydınlatabilmek ve "deprem tahmini" gibi şarlatanlıklardan uzak tutabilmek amacıyla bu blogu hazırladım.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir